Ulusal ve milletlerarası 3 bine yakın endemik bitki cinsine konut sahipliği yapan Ege Üniversitesi (EÜ) Botanik Bahçesi ve Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi, hem bitki sevdalısı ziyaretçilerini ağırlıyor hem de ülkemizde keşfedilen yeni bitki çeşitlerinin literatüre kazandırılmasında değerli katkılar sunmaya devam ediyor.
Ülkemizdeki ve dünyadaki bitki çeşitliliği ve zenginliğini tanıtmak, araştırmak ve öğretim hizmetlerine katkıda bulunmak emeli kurulan EÜ Botanik Bahçesi ve Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezi, kuruluşundan günümüze kadar 70’e yakın bitki cinsini bilim dünyasına kazandırdı. Türkiye’deki en büyük beş herbaryumdan biri olan merkez, çok sayıda değişik endemik çeşide de mesken sahipliği yapıyor.
“Doğanın korunmasında farkındalık yaratıyoruz”
EÜ Botanik Bahçesi Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezinde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren Merkez Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Ademi Fahri Pirhan, “Merkezimiz, ülkemizin bitkisel zenginliği üzerinde değerli çalışmalar yürütülen bir merkez olma özelliği taşıyor. Anasınıfından itibaren ziyaretimize gelen öğrencilerimize, tabiatın korunmasında farkındalık oluşturmak hedefiyle; bitkilerin tarihî süreci, tabiatın ekosistemi, endemik bitkilerimizin korunması ve ekolojik nizamın sürdürülebilirliği hususlarında bilgi veriyoruz. Bunun yanı sıra, yetişkinler ve çocuklar için bitki keşif aktiflikleri, boyama ve parfüm eldesi üzere atölye çalışmaları da düzenliyoruz” dedi.
“Yoğun ilgi görüyor”
EÜ Botanik Bahçesi ve Herbaryum Araştırma ve Uygulama Merkezinin çok sayıda değişik endemik tipe mesken sahipliği yaptığını söyleyen Doç.Dr. Pirhan, “Merkezimizde, mevsimine nazaran değişen ve gelen konukların ilgisini çeken çok sayıda değişik endemik bitki tipi bulunuyor. Örneğin; Mabed ağacı, manolya, kırmızı rengiyle dikkat çeken fener ağacı, renk renk nilüferlerle konuklarımızın en çok dikkatini çeken çeşitlerden birkaçı. Merkezde, kendine has, coğrafik yapısı farklı bitki çeşitlerine uygun hayat alanı sağlanıyor. Botanik bahçemizde ayrıyeten, Türkiye’deki en güçlü mum çiçeği (Hoya sp.) koleksiyonu ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor” diye konuştu.
“Bizleri beton değil, ağaçlar kurtaracak”
Ekosistemin bir modülü olan bitkilerin etraf üzerinde kıymetli bir tesire sahip olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Pirhan, “İnsanlar tabiatla etkileşimde olduğundan beri bitkilerin yaydığı kimyasallar ve çeşitli mikroorganizmalar sayesinde insan zihninin daha çok çalıştığı bilimsel çalışmalarla ispatlandı. Tabiat, insanı kent hayatının yorgunluğundan uzaklaştırıp, gerilimden uzak bir alan sunuyor. Ömür alanlarımızdaki bitkiler, havayı temizleyerek, bizlere daha yaşanabilir ortam sağlıyor. Toprağı koruyan ve su akışını düzenleyen bitkiler, bizlerin ve başka canlıların ömür alanlarını oluşturuyor. Bu nedenle, yeşili ve etrafımızı müdafaaya ihtimam gösterelim. Bizleri, beton değil, ağaçlar kurtaracak” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
