T.C. Ulusal Eğitim Bakanlığı, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu ortasında Futbol Gelişim Projesi İş Birliği Protokolü imzalandı.
TFF’nin Riva Hasan Doğan Ulusal Kadrolar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde düzenlenen imza merasimine Ulusal Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin, Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Osman Aşkın Bak, Türkiye Futbol Federasyonu Lideri Sayın Mehmet Büyükekşi, TFF İdare Heyeti Üyeleri, davetliler ve basın mensupları katıldı.
TFF Lideri Büyükekşi: “Futbolumuzun gelişimi öz kaynaklarımızı tesirli ve hakikat halde kullanmamıza bağlı”
İmza merasiminde açılış konuşmasını yapan Türkiye Futbol Federasyonu Lideri Mehmet Büyükekşi, uzun vakittir Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Ulusal Eğitim Bakanlığı ile birlikte epey değerli bir proje üzerinde çalıştıklarını belirterek, “Sayın Bakanlarımızın değerli dayanaklarıyla kısa bir müddette tamamladık. Bugün sizlerin huzurunda Futbol Gelişim Projesi İş Birliği Protokolü’nü imzalayacağız. Memnunuz, gururluyuz” dedi.
Göreve geldikleri birinci günden bu yana Türk futbolunun gelişimi için çok değerli çalışmalara imza attıklarının altını çizen Büyükekşi, “Sürdürülebilir muvaffakiyetleri yakalamak için çalışmalarımıza durmadan devam edeceğiz. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkesiyiz. Futbolumuzun gelişimi öz kaynaklarımızı tesirli ve gerçek biçimde kullanmamıza bağlı. Türk futbolunun yeni yüzyılda öz kaynaklarından yetiştireceği dünya yıldızları ile değerli bir atılım gerçekleştireceğine inanıyoruz. Bunun için de kalıcı, istikrarlı ve sürdürülebilir bir ekosistem oluşturmamız gerekiyor. Bu ekosistemi kurabilmenin birinci adımı da güçlü bir altyapıdan geçiyor.” formunda konuştu.
“Toprağa birinci tohumu Futbol Akademileri Projemiz ile attık”
Bu manada toprağa birinci tohumu Futbol Akademileri Projesi ile attıklarını hatırlatan TFF Lideri kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Süper Lig kulüplerimize akademi kurma mecburiyeti getirdik. 2024 yılının sonuna kadar tüm Harika Lig kadrolarının akademi kurmaları gerekiyor. Bu alanda antrenörlerimizi eğitmeye başladık. Şu anda 6-9 yaş ortası için 2 antrenör, 9-13 yaş ortası için 2 antrenör, 14-17 yaş ortası için 3 antrenör, yeniden 17-19 yaş ortası için 3 antrenör, 1 de yönetici olmak üzere 11 kişi yetiştiriliyor. 20 grubumuz var ve toplam 220 kişi eğitiyoruz. Nisan ayında çalışmayı başlattık. 6 ay boyunca antrenörlerin fiyatlarını TFF olarak biz karşılayacağız. Gelecek yıl 1. Lig için de akademi mecburiliği getireceğiz. Bu çalışmalar bugünden yarına olacak şeyler natürel ki değil. Biz toprağa bir tohum atıyoruz. Güzel niyetle gece gündüz çalışıyoruz. Futbol Akademileri projemizin tam olarak işler hale gelmesiyle hem kulüplerimiz hem Ulusal Gruplarımız büyük bir kazanım sağlayacak.”
“Her iki bakanlığımızın uyumunda ilkokul ve ortaokullarda çocuklarımıza futbol eğitimi vereceğiz”
Türk futbolunun kendi kaynaklarını değerlendirmesi, çocuklarımızı hakikat ve tesirli halde eğitmek için toprağa ikinci tohumu da bugün Ulusal Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile yapacakları iş birliği ile atacaklarının altını çizen Mehmet Büyükekşi, “Ünlü Fransız teknik adam Arsene Wenger, ‘Futbolcular bitki üzeredir. Çok küçük yaşta yani şimdi filizken yanlışsız ve sağlıklı yetiştirilmesi gerekir. Fizikî, zihinsel, teknik, taktik hünerlerini geliştirmek ve yeterli futbolcu, uygun insan olmalarını sağlamak için küçük yaştan itibaren âlâ eğitim almaları gerekir’ Hülasa ağaç yaşken eğilir diyor. Bizler, Avrupa’da yaptığımız incelemelerde çocukların futbol eğitimine 6 yaşında başladığını gördük. Ayrıyeten bu eğitim, Avrupa’da kulüplerin ve okulların iş birliği ile organize bir biçimde yürütülüyor. Biz de imzalayacağımız iş birliği protokolüyle her iki bakanlığımızın uyumunda ilkokul ve ortaokullarda çocuklarımıza futbol eğitimi vereceğiz. Projemizle birlikte Cumhuriyetimizin 100. yılında 100.000 çocuğa ulaşmak istiyoruz.” tabirlerini kullandı.
“Öğretmenlerimize fiyatsız antrenörlük eğitimi vereceğiz”
Çocuklarımıza okullarda futbol eğitimi verebilmek için öncelikle, çocuklara okullarda bu eğitimi verecek olan öğretmenleri eğitmeleri gerektiğini belirten Büyükekşi. “Hedefimiz her vilayette kriterlere uyan yaklaşık 20 okul seçmek. Toplam 300 civarında okuldaki öğretmenlerimize antrenörlüğün birinci kademe eğitimini vermek. Burada, ilkokulda 3000-3500 sınıf öğretmenine, ortaokulda 2500-3000 beden eğitimi öğretmenine antrenörlük eğitimi vermeyi planlıyoruz. İlkokul öğretmenlerimize antrenör eğitiminin en alt basamağı olan “Gönüllü Liderlik Antrenör Eğitim” programı çerçevesinde eğitim vereceğiz. Ortaokulda misyon yapan vücut eğitimi öğretmenlerimize ise futbol uzmanlık alanında eğitim vereceğiz. Bu eğitimler yüz yüze ve çevrim içi olarak gerçekleştirilecek. Antrenörlük eğitimi alan öğretmenlerimize diploma vereceğiz. İlköğretimde başlatacağımız bu proje ile çocuklarımıza okullarda genç yaşta futbol kültürü kazandırmış olacağız. Ayrıyeten, futbol alanındaki öğrencilerimizin okuldan kulüplere geçişine daha sistematik bir yapı kazandırmayı hedefliyoruz. Ayrıyeten, spor liselerinde futbol branşına yönelik özel çalışmaların yapılmasını istiyoruz. Futbol temalı spor liseleri ile yan branşı futbol olan spor liseleri sayısının ortak geliştirme çalışmaları ile arttırılmasını planlıyoruz.” biçiminde konuştu.
“Hem Futbol Gelişim Projesi ile hem de Futbol Akademileri Projemiz ile yetişecek çocuklarımızı disiplinle, aşkla harmanlayıp dünya çapında yıldızlar çıkarmayı hedefliyoruz”
Futbol akademileri kapsamında Hollanda ve Belçika’da yaptıkları incelemelerde orada kulüplerin futbol akademilerinde yer alan çocukların haftanın 4 gününü çift idmanla ve 1 gününü maç yaparak geçirdiğini gördüklerini aktaran Mehmet Büyükekşi, “Bu sayede çok uygun eğitim alarak, okullarından da geriye kalmadan futbolcu olmak için büyük bir adım atmış oluyorlar. Biz de bu iş birliği projesiyle kulüplerin altyapılarında yer alan yetenekli atletlerinin veli müsaadesi dahilinde kulüp idmanlarına daha fazla katılabilmesini sağlamak istiyoruz. Bu manada ulusal eğitim bakanlığımız, ilgili mevzuatlarda gerekli düzenlemeleri yapıyor. Öğrencilerin muafiyetlerine dair müddetleri arttırıyor. Burada şunu da tabir etmek isterim. Protokolümüz burada kelamlı olarak tabir ettiklerimizle sonlu kalmayacak. Gelişimi daima olarak takip edeceğiz. Her iki bakanlığımızla yapacağımız istişarelerle proje kapsamlarını da daima genişletebileceğiz. Yeni projeler ortaya koyabileceğiz. Hem Futbol Gelişim Projesi ile hem de futbol akademilerinden yetişecek çocuklarımızı disiplinle, aşkla harmanlayıp dünya çapında yıldızlar çıkarmayı hedefliyoruz. Önümüzde genç yaşta dünyanın en büyük kulüplerinden Real Madrid’e transfer olan Arda Güler gerçeğimiz var. Bunların sayısını artırmamız gerekiyor. Toprağa attığımız bu tohumları sabırla, şefkatle ve itinayla yeşerteceğiz. Genç yaşta, gerçek ve kaliteli eğitimle yetiştireceğimiz çocuklarımızın, gençlerimizin Türk futbolunun lokomotifi olacağına inanıyoruz. Bu bedelli projelerin maksadına ulaşması için futbolumuzun tüm paydaşlarının gerekli katkıları yapacağına yürekten inanıyorum. Futbolumuzda değerli bir dönüm noktası olacak işbirliği protokolümüzün hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bizlere her vakit dayanak olan sayın bakanlarımıza ve ilgili tüm bürokratlarına teşekkür ediyorum.” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Tekin: “Çocuklarımıza evvel kendi vücudunu yönetmeyi öğretmeliyiz”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise kendi vücudunu denetim eden bireyler yetiştirmek istediklerini aktararak, “Daha evvel TFF ile futbol liseleri üzerinde bir çalışma yürütmüştük. Bu çeşit projeler başladıktan sonra devamlılığı sağlanmadığı sürece çok fonksiyonel olmuyorlar. Lider ve grubu bu mevzuda çok samimi inşallah bu mevzuda bu kere adım atarız. Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak bu hususlara neden girmeliyiz? Hangi başlıklar altında girmeliyiz ile ilgili birkaç cümle söylemek istiyorum. Biz Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak konuya 2 perspektiften bakıyoruz. Biri genel manada MEB’e bağlı okullarda spor kültürü ve spor alışkanlıklarının geliştirilmesiyle ilgili uğraşımız var. Bunu niçin yapıyoruz. Neden bu türlü bir şeyin içine giriyoruz sorusunu örnekle paylaşmak istiyoruz. Lisanımıza Eflatun diye çevrilen eski Yunan filozofu Platon’un ülkü devlet diye bir devlet tasarımı var. Ülkü devlet dizaynında Platon’un bugünkü karşılığıyla yönetici dediği kitle var. Yöneticilerin yetişmesiyle ilgili kısma büyük yer ayırıyor. Bugün bizim biraz ıskaladığımız iki bahis. Birisi müzik, birisi vücut eğitimi. Münasebeti çok enteresan diyor ki; kendi bedenini yönetemeyen bir yönetici oburunu asla yönetemez.’ Çocuğa evvel kendi bedenini yönetmeyi öğretmeliyiz. MEB olarak bu bahislere bakışımızı özetleyen perspektif olduğu için anlatmak istedim. Kendi vücudunu yöneten bireyler yetiştirmek istiyoruz. Spor alışkanlığı olan çocuklar yetiştirmek istiyoruz” halinde konuştu.
“Obeziteye karşı ve sağlıklı hayat kültürü verilmesi tarafında yapabildiğimiz katkıyı yapmak istiyoruz”
Bakan Tekin, obeziteye karşı ve sağlıklı ömür kültürünün verilmesi istikametinde katkı vermek istediklerinin altını çizerek, “Buraya gelmeden biraz evvel bir ilkokulumuza uğradık. Orada bizim yaz aylarında gönderdiğimiz genelge kapsamında sabah çocukları yormadan fizik hareketleri yaptığı bir aktifliği birlikte katıldık. Dilek ettiğimiz şey çocuklarımızın kendi vücutlarını yönetecek halde spor kültürünü geliştirmenizi istiyoruz. Burada yazın yaptığımız farklı boyutlara çekildiği için spor kamuoyunun dikkatini çekmeyen uygulamalardan biri büyük çoğunluğun seçebileceği seçmeli bir ders daha koyduk. ‘Spor Kültürü’ diye bir ders koyduk. Çocuklarımızı spor kültürü konusunda gereğince eğitmezsek önemli problemlerle karşılaşabiliriz. Ortalama günlük aktivitelerine baktığımızda bizim çocukluğumuzdaki üzere bir aktivite içerisinde kitle görmüyoruz. Okullara genelge gönderdik ve çocuklarımızın cep telefonlarını sabah girerken okul yönetimine teslim etmelerini istek ediyoruz. Teneffüs olduğu vakit 10 – 15 dakika sınıfta telefonla durmak yerine okul bahçesinde, oyun alanlarında geçirmesi ismine okul bahçelerinin oyun alanına döndürülmesi konusunda hem ödenek tahsisi hem de yönlendirme yaptık. Bir boyutu da obezite ve sağlıklı ömür kültürü verilmesi istikametinde yapabildiğimiz kadar yapmak istiyoruz. Genel manada gençlerimizin spor kültürü, sağlıklı hayat ve kendi vücutları yönetecek formda yetişmelerini istiyoruz. Bunun için önlemler alıyoruz. Bu bizim yürüttüğümüz sürecin birinci boyutu” sözlerini kullandı.
“Futbol Federasyonu ile yaptığımız bu iş birliğinin öteki federasyonlarla da yapılmasının manalı olacağını düşünüyorum”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, daha evvelki periyotta TFF ile imzaladıkları protokolde başarılı olamadıklarını aktararak, “MEB 2014 yılında bir kavramı çok tartıştı. Proje okul diye bir kavram. Çok farklı boyutlara çekildi. İcadı, mevzuata koyan benim. Murat ettiğimiz şey, kamu bürokrasisi içinde rastgele bir okulun programı akademik takımı ve öğrenci seçimi ilgili konuları standart prosedüre tabi. Biz ‘okullarımızı makul projelerin yürütüldüğü okullar haline getirmemiz gerekir’ aksi takdirde problemler yaşayacağız. Spor liseleri, hoş sanatlar liseleri ve meslek teknik liselerinin çeşitlenmesi gerektiğine kanaat getirdik. Meslek lisesinden örnek vereyim. Rastgele bir meslek lisesinde eğitim öğretim müfredatı bakanlık talim terbiye kurulunca düzenleniyor. Talim terbiye konseyi başkanlığı sahayı bilmeyebilir. Ne çeşit elemana muhtaçlık var bilmeyebilir. Proje okul kavramı içine birinci ayrıcalık olarak müfredatın akademi dersler dışında meslek derslerini kesimle birlikte yapma inisiyatifi getirdik. Ayakkabıcılık ile bir iş yapacaksa kesim temsilcisi kimse mesleksel müfredatı da birlikte yapacak. Bu proje okulun sahip olduğu ayrıcalıklardan bir tanesi. MEB bünyesindeki öğretmenler daldaki teknolojik gelişmeleri takip edememiş olabilirler. Dalın içinde büyüyen uzman bireylerin MEB’e bağlı meslek liselerinde ders vermeleri ayrıcalığı tanıdık. Bu da bambaşka bir ayrıcalık. Bu okulların öğrenci seçimi ile ilgili ayrıcalık tanıdık. Yeteneği olan çocuğu seçin getirin bu okullara kayıt yaptırın dedik. Bir örneğini de spor liselerinde yaptık. Akademik eğitimle sportif eğitim verebilirsek hem akademik manada düzgün eğitilmiş çocuklarımız, spor da yapmış olurlar. İkisi birbirini tamamlar diye bu türlü bir yola çıkmıştık. Futbol lisesi daha evvelki TFF devrinde birlikte yaptığımız protokolle oluşturduğumuz liseydi. Proje okul mantığıyla yapıldı. Futbol ile ilgili müfredatı TFF ile belirledik. Eğitim Öğretim takımını federasyon bizim öğretmenlerimiz dışında akademik dayanak verecekti. Öğrenci seçimi konusunda da ayrıcalıkları vardı. O periyot TFF ile yaptığımız iş yürümedi lakin Türkiye Voleybol Federasyonu ile yaptığımız işte onlar sürece çok önemli sahip çıktılar. Bugün bayan voleybol ekibimizden 20’nin üzerinde atletin voleybol lisesinden mezun olduğuna dair bir bilgi var. Orda başarılı olduk. TFF sürecinde istediğimiz başarıyı elde edemedik. Futbol Federasyonu ile yaptığımız bu iş birliğinin başka federasyonlarla da yapılmasının manalı olacağını düşünüyorum. Bu hususta kapımız arkasına kadar açık.” değerlendirmesini yaptı.
“Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu protokolü heyecanla takip edeceğime sizlerin huzurunda kelam veriyorum”
Bakan Tekin, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın spor federasyonlarını bu tıp muahedeler konusunda yönlendirmesinin manalı olduğunu belirterek, “Salon sporları, atletizm, yüzme ve bisiklet ile ilgili federasyonlar ile o tarihlerde başlatmıştık. Tahminen biraz süreç yarım kalmış ve Gençlik ve Spor Bakanlığımızdan bilhassa federasyonları bu mevzuda yönlendirmesini TFF ile yaptığımız iş birliğinin öteki federasyonlarla da yapılmasının manalı olacağını düşünüyorum. Genel olarak spor kültürünün gelişmesini istiyoruz. Hem de aşikâr spor kısımlarında uzmanlaşan bireylerin yetişmesine bakanlık olarak katkı vermek istiyoruz. Bu bahiste kapımız arkasında kadar açık. Bir tek koşulumu var. Yürütmeyeceğimiz devamlılığın olmayacağı projelerle birbirimizi yormamamız gerekir. Kamu kaynaklarını bu manada efektif kullanmamız gerekiyor. Ulusal Eğitim Bakanlığı olarak bu protokolü heyecanla takip edeceğime dair sizlerin huzurunda kelam veriyorum. Spor ile ilgilenen futbolla ilgilenen ilgili bireyleri de dayanak olmaya çağırıyoruz. Başta spor kulüpleri olmak üzere. İş birliği yapmak isteyen spor kulüplerimizle de altyapı çalışması ve spor liselerini tematik hale getirecek projelendirecek çalışmanın içerisine girmek istiyoruz. Kulüplerimiz de bu manada vilayet müdürlükleri üzerinden çalışma yapabilirler. Maalesef Türkiye’de hem Ulusal Eğitim’in hem de sporun şöyle bir bahtsızlığı var. Sokaktaki herkes bu mevzuda fikir beyan ediyor fakat ben ne yapabilirim demiyor. Yalnızca herkes ‘Bakanlık bunu yapmalı’ diyor. Yapmalı kısmını aldık. Yapacaklarımızı öğrendik, gelin daima bir arada yapalım diyorum” dedi.
Gençlik ve Spor Bakanı Bak: “Sporu tabana yaymak, çocukları erken yaşta sporla buluşturmak çok önemli”
Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ise konuşmasında, “Hem Türk sporuna hem de kıymetli çocuklarımıza çok kıymetli katkılar sağlayacak bu projenin hayata geçmesinden büyük memnunluk duyuyorum. Ulusal Eğitim Bakanlığı ve bizim bakanlığımızın ortak öznesi çocuklarımız. Çocuklarımız için sportif faaliyetleri arttırmak ismine ortak eforlar içindeyiz. Sayın bakanımla birkaç sefer görüştük. Ulusal Eğitim Bakanlığı bünyesinde spor faaliyetlerini arttırmak için neler yapabileceğimizi konuştuk. Bir tanesi de spor liselerini faal hale getirmekti. Sporu tabana yaymak, çocukları erken yaşta sporla buluşturmak çok değerli. Ulusal Eğitim Bakanlığı’na bağlı okulların etkin halde kullanılması çok ehemmiyet arz ediyor. Çocukların gençlerin olduğu her alanda biz de varız.” sözlerini kullandı.
Türkiye’nin, Avrupa’nın en değerli spor alt yapılarından birine sahip olduğunu belirten Bakan Bak, “Bu tesislerde gençlerimizi en uygun formda yetiştirecek antrenörlerin, yöneticilerin ve çocukların eğitimleri başta olmak üzere kıymetli bir süreç başlıyor. Anadolu’nun dört bir yanında şampiyonlar yetiştirmek istiyoruz. Ülkemizin gelişen altyapısı çok kıymet arz ediyor. Muvaffakiyetlerin sürdürülebilir olması için sayın bakanımla daha evvel spor liseleri ortak idaresi çalışmasını yürütmüştük. Yüzme bilmeyen kalmasın projesinde 7,5 milyon çocuğumuza yüzme öğrettik. Yetenek taramasıyla uzmanlar tarafından yeni yetenekler bulduk 6 milyon çocuğumuza yetenek taraması yaptık. Türk futbolunun gelişmesine kıymet veriyoruz. Bu süreç içinde okullarımızdaki, birinci okullardaki öğretmenlerimize futbol temel eğitimi verilecek. Orta okullardaki öğretmenlerimize biraz daha geliştirilmiş eğitim verilecek. Bu süreç çok kıymetli. Bunların karşılığını görüyoruz.” biçiminde konuştu.
“Bu tesislerde büyük isimler yetişmeli”
Sürdürülebilirliğinin değerinin altını çizen Bakan Bak, şöyle konuştu:
“Voleybol lisesi ile sonuçları ortaya koyduk. Öbür federasyonlar bazında da yakından takip edeceğiz. Futbol akademisi çerçevesindeki öz kaynak nizamını ortaya koymamız gerekiyor. Gençlerin spor yapmasını istek ediyoruz. Burada kulüplerin iş birliği çok kıymetli. Harika Lig’deki ekiplerin akademik yapısı da çok kıymetli. Avrupa’nın en yeni tesislerine sahibiz. Çocuklarımızın milletlerarası arenada bizleri temsil etmesini istek ediyoruz. Gençleri çok düzgün anlayan bir Cumhurbaşkanımız var. Bu tesislerde büyük isimler yetişmeli. Yeni Arda Güler’leri, Arda Turan’ları yetiştirmek istiyoruz. Milletlerarası arenada Türk futbolunun hak ettiği yere gelmesini istiyoruz. Bu projenin çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak her noktada takviye vereceğimizi belirtmek istiyoruz. Bakanlık olarak üstümüze düşeni yapacağız.”
“Bu protokolün ülkemizin geleceği olan gençlere, çocuklara güzel olmasını diliyorum”
Bağımlılık ve obeziteyle uğraşın bakanlık için değerine vurgu yapan Osman Aşkın Bak, “Uyuşturucu ile berbat alışkanlıklarla uğraş ediyoruz. Çocukları salonlara, alanlara, tesislere yönlendirirsek daha güçlü bir toplum yapısına kavuşmuş olacağız. Bu protokolü destekliyoruz. Bize düşen vazifesi takip edeceğiz. Maksadımız hoş ülkemizin gençlerine spor kültürünü aşılamak, sağlıklı bireyler yetiştirmek. TFF Liderine ve grubuna de teşekkür ederiz. Bu protokolün ülkemizin geleceği olan gençlere, çocuklara iyi olmasını diliyorum. Gelecekte güçlü bir Türkiye spor altyapısıyla, tesisleriyle gurur duymak istiyoruz. Futbol altyapısıyla da oyuncu yetiştiren, oyuncuları dünyanın kıymetli kulüplerine gönderen bir Türkiye istiyoruz. Hepimizin bu sorumluluğu almasını istiyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Protokol imzalandı
Konuşmaların akabinde Ulusal Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ve Türkiye Futbol Federasyonu Lideri Mehmet Büyükekşi, Futbol Gelişim Projesi İş Birliği Protokolü’nü imzaladı. TFF Lideri Mehmet Büyükekşi, iki bakana artlarında isimlerinin yazılı olduğu 10 numaralı Ulusal Ekip formasını ikram etti.
Futbol Gelişim Projesi İş Birliği Protokolü imza merasiminin akabinde iştirakçiler, Riva’da bulunan Türkiye Futbol Federasyonu Meral-Celal Aras Spor Lisesi’ni de ziyaret etti.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
